Çok isterdim bir köpeğe dokunabilmek, onu okşamak. Arkadaşlarım gibi kucağıma kedi alabilmek, bir kuzuyu incitmeden sevebilmek. Lütfen yanlış anlamayın! Hayvanları seviyorum ve onlara eziyet edenleri esefle kınıyorum. Ben sadece dokunamıyorum! Bunun nedeni de; çocukken alışmamış olmamla ilgili muhtemelen. Yani çocuklarımızı büyütürken, hayvan sevgisini vermek, onlarla etkileşim içinde yetiştirmek gerekiyor.
“Hayvanları sevin, onlara yardım elinizi uzatın” demek ne kadar doğru bilemiyorum. İçinden gelmeli insanın. Ya gelmiyorsa! Hatta içinden hayvana kötülük yapmak geliyorsa! İşte hayvanları bu tür insanlardan korumak, insanların onlara iyi davranmalarını sağlamak ve onların iyi şartlarda beslenmesini ve barınmasını sağlamak için “Hayvan Koruma Birliği ve Dünya Hayvanları Koruma Federasyonu” kuruldu. 04 Ekim de her yıl hayvanları koruma günü olarak kutlanmaya başladı.
Yazın birçok sokakta ve parkta içine su konmuş kaplar, kışın da yine kaldırım kenarlarına ve bahçe köşelerine konmuş artık yemekler, ekmekler görüyorum. Onlardan içen, yiyen sokak hayvanlarını görüyorum. Bu yapılanlar, diğer insanların farkındalığını artırıyor ve bir süre sonra onlar da hayvanlar için bir şeyler yapmak için harekete geçiyorlar. Bizlere örnek olan güzel insanlara teşekkür ederim.
Osmanlı dönemlerinde de hayvanları korumaya ve onlara yardım eli uzatılmaya hep özen gösterilmiştir. Kuş ve kedi hastaneleri, cami ve mezarlıklarda su içmeleri için özel suluklar, kuş evleri, yardıma muhtaç leylekler için açılmış dünyanın ilk hayvan hastanesi bunun en güzel örneklerindendir. Yine o dönemde hayvanları beslemek "mancacılık" olarak bir meslek haline gelmişti; halk hayvan yemi satın alır ve "mancacı" adı verilen kişilere verir, mancacı da sokak hayvanlarını düzenli olarak beslerdi. Yük ve binek hayvanlarının bakımına özen gösterilir, özel kanunlarla korunurlardı.
İzcilik; çocuklara ve gençlere doğayla iç içe bir yaşam sunarak, doğayı korumayı, hayvanları sevmeyi aşılar ve doğa sever bireyler yetiştirmeyi amaçlar. Bu bağlamda; İzciler Gayrimenkul Yön. Kur. Bşk. Alpay Aslan tam bir doğa ve hayvan severdir. Sponsorluğunu İzciler Gayrimenkul’ün yaptığı doğadaki kamplara, Gazi İzci Grubu ile sürekli katılır. Gençliğinden beri gönül verdiği izcilik, kanına o kadar işlemiştir ki; şirketinin adı da zaten buradan gelmektedir.
İzcilik; aslında doğadaki insanın huzur ve dostluğu arama çabasıdır bana göre.
Dünya sadece insanların değil, hayvanların ve bitkilerin de doğal yaşam alanıdır. Öyleyse bizler de hayvanları sevelim, koruyalım, doyuralım, onlara yardım edelim, onları sahiplenelim. Onlara merhamet edelim.